Kentsel dönüşüm, günümüz dünyasında sıkça duyduğumuz bir terim olmak ile birlikte ülkemiz adına temel ihtiyaç kategorisinde sayılmaktadır. Türkiye’nin aktif deprem sınırlarında olması bizleri bu dönüşümün zaruri parçası haline getirmiştir.
Kentsel dönüşüm yaşanan, yaşanılacak ve beklenen birçok durumun önüne geçilmesinde rol oynar. Yaşam alanlarını kaliteli hale getirmenin yanı sıra, can ve mal kaybını en aza indirmek için doğru bir adımdır. Zararın depremden değil, binadan kaynaklı olduğunun bilincinde olunmalıdır. Bu süreçte bina ile birlikte altyapının da iyileştirilip yenilenmesi ile daha sürdürülebilir ve güvenli bir yaşam anlayışı doğar. Yapılar ve yaşam alanları üzerinde olumlu sonuçlara ulaşabildiğimiz kentsel dönüşüm, kullanılmayan veya kör alanları da değerlendirir. Alan kullanımını iyileştirerek sosyal yaşam alanlarına ve insan ilişkilerine katkıda bulunur. Doğal afetlere karşı cephe açan bu yapılaşma yaşanılabilir modern algılar yaratır.
Kentsel dönüşümün ilk adımı bilirkişinin oturduğu bina ve zemin hakkında araştırma yapması, bilgi sahibi olması, gerekli yerlerde risk testleri yaptırarak harekete geçmesi ile başlar. Karar ve analiz aşamasının ardından planlamaya geçilir. Yasal düzenlemeler yapılır. Mevcut arsa içerisine yıkılan bina yerine nasıl bir yapılaşma olacağı karar verilir. Altyapı çalışmaları, yeşil alan, sosyal alan düzenlemeleri bu sürece eşlik eder. Uygulama aşamasına geçildiğinde alınan kararlar doğrultusunda proje hayata geçirilir. Son aşama denetim, takip ve kontrol sürecidir. Mevcut yapının yasalara, alınan kararlara, güvenilirliğe uygun bir yapılaşma olduğu kesinlik kazanır.
Kentsel Dönüşüm ile ilgili detaylı bilgilere erişebilmek için Yeniden’in sizlere sunduğu rehberden faydalanın.